Ismahan Çeribaşı
Köşe Yazarı
Ismahan Çeribaşı
 

TAŞ (39 SANİYE)

 Konuşan gözlerdi, gözleri gören göz yoktu. Bu yüzden kalemi almak şart oldu. Uzun uzun yazıp okumayı güçlendirmektense az sözle çok şey anlatmanın derdi içerisinde yine sizlerin karşısındayım.  Zaman bir değirmentaşıydı. Zannettik ki onun tek işi dönmek oysaki öğütmekle meşguldü. O taşın altına ne bıraktığımız önemliydi. Onca önemli zannettiğimiz gerçek ya da gerçeklerin içinde muamma vardı. Muamma ise sırlarla gizliydi. Sırların içinde aşikâr olanları görmek, görebilmekti marifet…  Çeribaşı! Diye seslendi telefonun ucundaki ses… Cümlelerinden netice olarak ‘oldun’ diye kulağıma fısıldıyordu, var olsun.  14.05.2025 tarihinde 39 saniyelik başka bir konuşmada başka biri ise ne kadar çiğ olduğumu hatırlatmak istercesine buz gibi soğuk rüzgâr estiriyordu. 39 saniyede ne konuşulur demeyin; bir lafı ile omuzlarınızdan tutup kaldıran insan yerden yere çalabilirdi. Kalbiyle gören, gözüyle söyleyen insan ise hele…  Ve ocağın üzerinde durup pişmeyen tek şey insandı.  Fani olan lakin baki zannettiğimiz dünyada kaybolan bizler; her an nefes alacağımızı zannedip bu kadar nelerle oyalandıysak; unuttuk,  unutturulduk pişmeyi ya da bizi pişirecek şeylerin peşinde koşmayı. Gönül ırmağına girip yıkanmadan çıkan var mıydı? Bütün olay belki de o ırmağı girip yıkanmayı, temizlenmeyi, pişmeyi niyet etmekti. Bu da mideden ziyade gönül evini doldurmakla ilgiliydi… Dolduramadığım için mi pişmediğimi yüzüme vuruyordu? Bilmiyorum, bilemiyorum. “Bu sohbetten daha hayırlı işiniz varsa, gelmeyin! Diyen zatın sözünü hiçbir zaman ikiletmedim. Kelamdan başka hayırlı işim olmadığı için miydi yoksa en hayırlı iş o olduğu için mi bunu da bilmiyorum. 13 Mayıs 2025’Te şehir dışında olmam hasebiyle gidemediğim sohbetin zararı 14 Mayıs’ta çıkıyordu hem de 39 saniye içinde… "O değirmen taşı büyüklüğünde bir pırlantadır, ondan ne bir yüzük taşı ne de bir binek taşı yapabilirsiniz. Fakat o bir pırlantadır" Bizzat şahsıma söylenmeyen ama kurşun gibi yüreğimi delip geçen bu söz aklıma düştü... Keçecizade Fuat Paşa, Ahmet Vefik Paşa için bunları söylemiş, vakti zamanında. Vefik paşa kendisi için "Bana cesur derler, hâlbuki bendeki cesaret değil tevekküldür" diye yanıt vermiş ama nerede bende bunu diyecek dil dâhi feraset. Ezcümle ne taşı olursanız olun, taş yerinde ağırdır; boş yere yol yapmayın çünkü yol, planladığın yere gitmez, yazıldığı yere gider, deyip bitirelim... Ismahan ÇERİBAŞI
Ekleme Tarihi: 22 May 2025 - Thursday

TAŞ (39 SANİYE)


 Konuşan gözlerdi, gözleri gören göz yoktu. Bu yüzden kalemi almak şart oldu. Uzun uzun yazıp okumayı güçlendirmektense az sözle çok şey anlatmanın derdi içerisinde yine sizlerin karşısındayım. 


Zaman bir değirmentaşıydı. Zannettik ki onun tek işi dönmek oysaki öğütmekle meşguldü. O taşın altına ne bıraktığımız önemliydi. Onca önemli zannettiğimiz gerçek ya da gerçeklerin içinde muamma vardı. Muamma ise sırlarla gizliydi. Sırların içinde aşikâr olanları görmek, görebilmekti marifet… 
Çeribaşı! Diye seslendi telefonun ucundaki ses… Cümlelerinden netice olarak ‘oldun’ diye kulağıma fısıldıyordu, var olsun.  14.05.2025 tarihinde 39 saniyelik başka bir konuşmada başka biri ise ne kadar çiğ olduğumu hatırlatmak istercesine buz gibi soğuk rüzgâr estiriyordu. 39 saniyede ne konuşulur demeyin; bir lafı ile omuzlarınızdan tutup kaldıran insan yerden yere çalabilirdi. Kalbiyle gören, gözüyle söyleyen insan ise hele…  Ve ocağın üzerinde durup pişmeyen tek şey insandı. 
Fani olan lakin baki zannettiğimiz dünyada kaybolan bizler; her an nefes alacağımızı zannedip bu kadar nelerle oyalandıysak; unuttuk,  unutturulduk pişmeyi ya da bizi pişirecek şeylerin peşinde koşmayı. Gönül ırmağına girip yıkanmadan çıkan var mıydı? Bütün olay belki de o ırmağı girip yıkanmayı, temizlenmeyi, pişmeyi niyet etmekti. Bu da mideden ziyade gönül evini doldurmakla ilgiliydi… Dolduramadığım için mi pişmediğimi yüzüme vuruyordu? Bilmiyorum, bilemiyorum. “Bu sohbetten daha hayırlı işiniz varsa, gelmeyin! Diyen zatın sözünü hiçbir zaman ikiletmedim. Kelamdan başka hayırlı işim olmadığı için miydi yoksa en hayırlı iş o olduğu için mi bunu da bilmiyorum. 13 Mayıs 2025’Te şehir dışında olmam hasebiyle gidemediğim sohbetin zararı 14 Mayıs’ta çıkıyordu hem de 39 saniye içinde…
"O değirmen taşı büyüklüğünde bir pırlantadır, ondan ne bir yüzük taşı ne de bir binek taşı yapabilirsiniz. Fakat o bir pırlantadır" Bizzat şahsıma söylenmeyen ama kurşun gibi yüreğimi delip geçen bu söz aklıma düştü... Keçecizade Fuat Paşa, Ahmet Vefik Paşa için bunları söylemiş, vakti zamanında. Vefik paşa kendisi için "Bana cesur derler, hâlbuki bendeki cesaret değil tevekküldür" diye yanıt vermiş ama nerede bende bunu diyecek dil dâhi feraset. Ezcümle ne taşı olursanız olun, taş yerinde ağırdır; boş yere yol yapmayın çünkü yol, planladığın yere gitmez, yazıldığı yere gider, deyip bitirelim...
Ismahan ÇERİBAŞI

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gebzeninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.