Sabahın Sessizliğinde Bir Peron Sabah saat 08.00’de Gebze–Halkalı trenini bekliyordum. Peron sessizdi, ama sabah telaşı kendini hissettiriyordu. Önümde duran bir kadın dikkatimi çekti. Dizlerinin dibinde bir yavru kedi, küçük bir konserve balığa odaklanmıştı. Kadın kediyi beslerken söyleniyordu. Ben de tebessüm ederek, “Benim annem de kedileri beslerken böyle söylenir,” dedim. Kadın başını sertçe çevirdi, gözleri öfke doluydu. “Kediye değil… İleride iki terbiyesiz var, kediyi ayağıyla itekliyor,” dedi. Sözlerinden cesaret alıp kediye yaklaştım. Kadın öfkesini paylaşırken ben de minik dostumuzun sırtını sıvazlıyordum. --- Trene Binen Bir Cesaret Tren göründü. Kediye son bir kez baktım ve vagona bindim. Henüz dakikalar geçmişti ki, yanımda oturan kadının ayağına bir şey dokundu. Başımı çevirdim; bizim yavru kedi trene atlamıştı! Ah be yavrum… Belki hayatının en büyük hatasını yapmıştı. Annesini Darıca durağında bırakıp Halkalı’ya kadar gitmeye niyetlenmişti. Ama rızkı veren Allah… Belki de bu yolculuk onun kaderiydi. Bir genç kediyi kucağına aldı, minik dostumuz rayların melodisine teslim olup uykuya daldı. Ama durağı geldiğinde uyanacak, bilinmezliğe gözlerini açacaktı. --- Yuvadan Kopmak ve Bilinmez Yolculuk Kediye uzun uzun baktım. Aslında sadece bir yavruya değil, insanın hayata atılışına bakıyordum. Hepimizin bir Darıca’sı vardır; arkamızda bıraktığımız güvenli liman. Ve bir Halkalı’sı… Tanımadığımız bir dünya. Hayat da böyledir. Önce sıcak bir yuvada büyürüz, sonra bir gün fark etmeden hayata karışırız. Kimi için bu tren bir iş kapısıdır, kimi için okul sırası, kimi için bambaşka bir şehirde yeni bir başlangıç. --- İnsan da Kediler Gibi İnsanın hayatta en zor yaptığı şey arkasına bakmamaktır. Kedi bakmadı; belki bilmediği için, belki teslimiyetle. Biz insanlar ise her zaman bakarız; geçmişe, el sallayan bir dosta, annemizin sesine… Ama hayat bir tren gibidir. Kimimiz istasyonunu bilir, kimimiz bilmez. Yine de herkes bir şekilde tutunmaya çalışır. Bazen güçlü olmak değil, doğru yere sığınmaktır hayatta kalmak. --- Hoşça Kal Yavru Kedi Ve işte o kedi… Bir yabancının kucağında uykuya daldı. İnsan da böyledir aslında. Bazen bir yabancının tebessümüne, bazen bir dost eline tutunur. Çünkü yol uzun, istasyonlar bilinmezdir. Hoşça kal yavru kedi…
