Tercih demek; sadece bir okul ya da bölüm seçmek değildir. Tercih demek, hayatına yön vermek, kendini nerede görmek istediğine karar vermektir. Bu yüzden bu süreci hafife almadan, aceleye getirmeden, başkalarının hayalleriyle değil kendi hedeflerinle ilerlemelisin.
Bazılarınız puanına göre en yüksek bölümü yazmak istiyor olabilir, bazılarınız ise çocukluk hayallerini gerçekleştirmek için düşük puanla da olsa istediği bölümün peşinden koşuyor. Her iki yaklaşımda da ortak nokta şu: Tercihlerin, senin karakterini ve hedeflerini yansıtır.
Kendine şunu sor:
“Bu bölümü gerçekten istiyor muyum, yoksa puanıma uyduğu için mi yazıyorum?”
Unutma, mezun olduktan sonra iş hayatında mutlu olmak istiyorsan, sevdiğin işi yapmalısın. Sırf toplumun gözünde “popüler” diye bir bölümü okumak, yıllar sonra seni mutsuz bir kariyere sürükleyebilir.
Aynı şekilde, bir üniversitenin sadece adı büyük diye tercih edilmez. Kampüs yaşamı, akademik kadrosu, sosyal imkânları, şehir koşulları ve mezunlarına sunduğu fırsatlar, kararını etkileyen önemli faktörlerdir.
Bu noktada rehber öğretmenlerin, alanında uzman kişilerin görüşlerini almayı unutma. YÖK Atlas gibi kaynaklardan bölümlerin geçmiş yıllardaki başarı sıralamalarını, taban puanlarını mutlaka kontrol et. Tercihlerini yaparken sadece hayallere değil, gerçeklere de yaslanmalısın.