Bugün ise bağımsızlığın en güçlü teminatı, dışa bağımlılığı azaltan, yerli ve milli yatırımlarla büyüyen bir ekonomi oluşturmaktır.
Türkiye, köklü bir geçmişe ve zengin kaynaklara sahip bir ülkedir. Ancak bu potansiyelin hakkıyla değerlendirilebilmesi için üretim odaklı, katma değeri yüksek milli yatırımlara ihtiyaç vardır. Tarımdan sanayiye, savunmadan teknolojiye kadar her alanda atılacak yerli adımlar, yalnızca ekonomik refahı değil; aynı zamanda siyasal bağımsızlığı da pekiştirir.
Savunma sanayisinde son yıllarda atılan yerli üretim hamleleri, bu anlayışın ne kadar doğru olduğunu göstermiştir. Kendi İHA’sını, SİHA’sını, tankını, uydusunu üreten bir Türkiye, artık sahada da masada da daha güçlüdür. Peki ya gıda güvenliği? Tarım politikaları? Enerji bağımsızlığı? İşte tüm bu alanlar da aynı ciddiyetle milli yatırım perspektifinden ele alınmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, başka ülkelerin ekonomilerine yaslanarak kendi geleceğimizi inşa edemeyiz. Borçla büyüyen değil, üreterek güçlenen bir Türkiye ideali için yerli üretimi ve milli yatırımı önceleyen bir anlayış şarttır. Bu anlayış, sadece bugünün değil, yarının Türkiye’sini de kurtaracaktır.
Atalarımızın silahla verdiği kurtuluş mücadelesini, bugün ekonomik cephede milli yatırımlarla sürdürmek zorundayız. Gerçek bağımsızlık, ancak kendi kaynaklarını işleyen, kendi insanına güvenen, kendi sanayisini kuran bir milletin olabilir.
Çözüm dışarıda değil, içeridedir. Kurtuluş, milli yatırımdadır…