CHP Çayırova Kadına yönelik şiddete karşı basın bildirisi yayımladı

26.07.2020 - 15:46, Güncelleme: 01.12.2021 - 19:23 2904+ kez okundu.
 

CHP Çayırova Kadına yönelik şiddete karşı basın bildirisi yayımladı

“Ve kadınlar, Bizim kadınlarımız.. Korkunç ve mübarek elleri ince küçük çeneleri, kocaman gözleriyle, anamız, yarimiz, ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen.” bizim kadınlarımız.               Nazım Hikmet yıllar öncesinden, Pınar Gültekin’e, Emine Altunmakas’a, Emine Bulut’a, Özgecan Aslan’a ve isimlerini sayamadığımız Türkiye’nin çeşitli yerlerinde sanki hiç yaşamamış gibi ölen nice kadınlarımıza sesleniyor. O zamanlardan bu zamanlara değişmeyen zihniyeti yüzümüze çarpıyor. Kadınlar ki maalesef ülkemizde var olabilmek için her daim savaşmak ve bedeller ödemek zorunda kalıyor. 2019 yılında 474 kadın öldürüldü. En az 166 kadın cinsel saldırıya uğradı ve yine 96 çocuk istismar edildi. Ve bu rakamlar her geçen yıl hızla artmaya devam ediyor. Sadece 2020 yılının Haziran ayında 27 kadın erkekler tarafından katledildi. Verilere göre kadınların 11’i evli oldukları erkek, 2’si birlikte olduğu erkek, 3’ü tanıdık biri, 3’ü akraba, 3’ü baba, 1’i eski sevgili ve 1’de erkek kardeşi tarafından öldürüldü. 3 kadının ise kim tarafından ve neden öldürüldükleri tespit edilemedi. Bu tablo gösteriyor ki, kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilemedikçe; adil yargılanma yapılmayıp, şüpheliler, sanıklar ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça, şiddet boyut değiştirerek sürmeye ne yazık ki devam edecek.               Peki Türkiye 1934 yılında dünyadaki bir çok ülkeden daha önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanırken, kadın hakları konusunda bir çok ülkeye göre daha iyi seviyedeyken, günümüzde bu konuda 153 ülke arasında 130. nasıl oldu? Şüphesiz ki kadınların giyimine, kahkahasına, kaç çocuk doğuracağına, nerede konuşup, nerede susacağına müdahale eden, kadınlara bir nebze de olsa koruma sağlayan İstanbul sözleşmesi ile uğraşan iktidarın bu gerilemeye ve kadın cinayetlerine katkısı çok büyük.                         Biz kadınlar dövülmek, erkekler tarafından öldürülmek istemiyoruz. Buradan özellikle, erkek egemen iktidarı destekleyen mevcut iktidara ve İstanbul Sözleşmesi’ne muhalefet eden herkese sesleniyoruz; biz her türlü şiddete, baskıya rağmen hayata ve üretime katılmaya devam edecek ve hak ettiklerimizi almak için direneceğiz! “Kadına şiddet demek konuyu büyütüyor” diyene, “Kadınla erkeği eşit konuma getirmek fıtrata terstir” diyene, “Kadının fıtratında erkeğe köle olmak var” diyene baş eğmeyeceğiz!               Partimizin ve hayatın önünde ilerleyen tüm kadınlarımıza selam olsun!

“Ve kadınlar,

Bizim kadınlarımız..

Korkunç ve mübarek elleri

ince küçük çeneleri, kocaman gözleriyle,

anamız, yarimiz,

ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen.” bizim kadınlarımız.

 

            Nazım Hikmet yıllar öncesinden, Pınar Gültekin’e, Emine Altunmakas’a, Emine Bulut’a, Özgecan Aslan’a ve isimlerini sayamadığımız Türkiye’nin çeşitli yerlerinde sanki hiç yaşamamış gibi ölen nice kadınlarımıza sesleniyor. O zamanlardan bu zamanlara değişmeyen zihniyeti yüzümüze çarpıyor. Kadınlar ki maalesef ülkemizde var olabilmek için her daim savaşmak ve bedeller ödemek zorunda kalıyor. 2019 yılında 474 kadın öldürüldü. En az 166 kadın cinsel saldırıya uğradı ve yine 96 çocuk istismar edildi. Ve bu rakamlar her geçen yıl hızla artmaya devam ediyor. Sadece 2020 yılının Haziran ayında 27 kadın erkekler tarafından katledildi. Verilere göre kadınların 11’i evli oldukları erkek, 2’si birlikte olduğu erkek, 3’ü tanıdık biri, 3’ü akraba, 3’ü baba, 1’i eski sevgili ve 1’de erkek kardeşi tarafından öldürüldü. 3 kadının ise kim tarafından ve neden öldürüldükleri tespit edilemedi. Bu tablo gösteriyor ki, kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilemedikçe; adil yargılanma yapılmayıp, şüpheliler, sanıklar ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça, şiddet boyut değiştirerek sürmeye ne yazık ki devam edecek.

 

            Peki Türkiye 1934 yılında dünyadaki bir çok ülkeden daha önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanırken, kadın hakları konusunda bir çok ülkeye göre daha iyi seviyedeyken, günümüzde bu konuda 153 ülke arasında 130. nasıl oldu? Şüphesiz ki kadınların giyimine, kahkahasına, kaç çocuk doğuracağına, nerede konuşup, nerede susacağına müdahale eden, kadınlara bir nebze de olsa koruma sağlayan İstanbul sözleşmesi ile uğraşan iktidarın bu gerilemeye ve kadın cinayetlerine katkısı çok büyük.

           

            Biz kadınlar dövülmek, erkekler tarafından öldürülmek istemiyoruz. Buradan özellikle, erkek egemen iktidarı destekleyen mevcut iktidara ve İstanbul Sözleşmesi’ne muhalefet eden herkese sesleniyoruz; biz her türlü şiddete, baskıya rağmen hayata ve üretime katılmaya devam edecek ve hak ettiklerimizi almak için direneceğiz! “Kadına şiddet demek konuyu büyütüyor” diyene, “Kadınla erkeği eşit konuma getirmek fıtrata terstir” diyene, “Kadının fıtratında erkeğe köle olmak var” diyene baş eğmeyeceğiz!

 

            Partimizin ve hayatın önünde ilerleyen tüm kadınlarımıza selam olsun!

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gebzeninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.