Kadınların kazanılmış haklarından dönülmesine izin vermeyeceğiz

Türkiye’de, giderek ağırlaşan ve şu ana kadar COVİD-19’dan daha fazla cana mal olmuş bir pandemi uzun süredir devam etmektedir: Kadına yönelik şiddet. Hayatlarına erkekler tarafından son verilen kadınların sayısı her geçen gün artmaktadır. İçişleri Bakanlığı aksini söylese de, COVİD-19 sürecinde kadına yönelik şiddetin her türü tırmanıştadır.

Kadına yönelik şiddetin önlenmesini amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi tartışan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı giderek artan oranda günlük hayatın düzenlenmesinde söz sahibi kılan, hemen her gün polis şiddetinin sergilenmesine ses çıkarmayan hatta şiddetin emrini veren hükümet, kadın ölümlerinden sorumludur. Vahşice öldürülen Pınar Gültekin’in kanı, kadın erkek eşitliğini tartışmaya açan, evrensel haklara “yerli ve milli” şerh düşmeyi amaçlayan, şiddete uğrayan kadınlara Diyanet eliyle sabretmelerini öğütleyen, kadınlara kaç çocuk doğuracaklarını, nasıl doğuracaklarını dayatan iktidarın elindedir. Pınar Gültekin’in ölümüne isyan eden kadınlara da polis eliyle şiddet uygulanırken, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un davaya müdahil olacaklarını açıklaması samimiyetten uzaktır. İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu olarak kadın hareketinin yanında olduğumuzu, şiddetin önlenmesi, kadın istihdamı dâhil toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için gereken her türlü desteği vereceğimizi, çabayı harcayacağımızıbeyan ederiz. Kadınların kazanılmış haklarından dönülmesine izin vermeyeceğiz. Bu amaçla, kadın örgütlerinin 26 Temmuz Pazar günü, saat 17.00’de Beşiktaş Abbasağa Parkı’nda buluşma çağrısıyla, kadınların haklarına ve hayatlarına sahip çıkmak üzere orada bulunacağımızı duyururuz.  İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü BANU TUNA