Gebze'de Ok Emin Ellerde! / Özel Röportaj

Özel Haber 17.03.2020 - 16:36, Güncelleme: 01.12.2021 - 19:23 3569+ kez okundu.
 

Gebze'de Ok Emin Ellerde! / Özel Röportaj

Genel Yayın Yönetmenimiz Hakan Bayram, 2004 yılından bu yana Gebzeli gençlere ata yadigarı okçuluğu sevdirerek onlara aynı zamanda tarih bilinci kazandıran Eğitimci Kemanger Davut Şengül Hoca ile okçuluğun tarihimizdeki yeri ve önemini konuştu.
Okçuluk, yüzyıllar boyunca Türklerin savaş meydanlarında galip gelmesini sağlayan en önemli sebepler arasında yer alır. Aynen ata binmek nasılsa ok atmakta atalarımızın doğal bir uğraşıydı. Özellikle Selçuklu Devleti’nde okçuluk hünerleri sayesinde sınırlar genişlemiş ve Anadolu’nun Türkleşmesi de sağlanmıştı. Okçuluğa Osmanlı’da ayrı bir değer vermiştir. Günümüzde ise özellikle tarihi dizilerin popüler hale gelmesi okçuluğa olan merakı daha çok artırmaya devam ediyor.   Gebze’de uzun yıllardır eğitim camiasında hizmet veren Davut Şengül Hocamızın okçuluk ile alakalı çalışmalar yaptığını özellikle atölye kısmında bu işin zanaatkarlığını da yaptığını duyunca soluğu kendisinin yanında aldım. Tarihi şuur ve bilinçle atalarımızdan yadigar kalan bir mirası hem imal edip hem de gelecek kuşaklara aktarma gayretinde olmak gerçekten takdire şayan.     Okçuluk deyip geçmeyin sevgili okurlar. Bir kuyumcu hassasiyetinde ince ayarları ve hesapları olan, ciddi anlamda kafa yorulması gereken çok önemli bir iş. Gebze’de 2004 yılından beri okçuluk alanında ciddi çalışmalar yapan Davut Hocamızla yaptığımız söyleşiyle sizleri baş başa bırakalım. Haa bu arada meraklılarına şu bilgiye de unutmadan verelim. Gebze Alaettin Kurt Stadyumunun Metin Oktay’a bakan tarafında tribün altında kapısında okçuluk resimleri gördüğünüz yer, aradığınız yer olacaktır.   Hocam bu okçuluk merakınız nereden geliyor? Nasıl başladınız? Biraz anlatır mısınız?   Bu merakın başlaması 2004 yılına uzuyor. Bir de çocukluğumdan beri ilgim vardı. Büyüdüğüm ortam karışık ve sert ortamdı. Dövüş sanatlarına da ondan dolayı merak saldım. İkisinin de ortak yönü var.  Odaklanma, dikkati toplama, vs.. Tarihi de çok merakım vardı. Asıl unsur o oldu. Arşivlerde kaynaklar yok edildiği için bu işe bilinçli şekilde ya da kaynağından öğrenecek şekilde öğrenme şansımız olmadı. Dolayısıyla 2004’ten beri kendi çabalarımla araştırmalarım oldu. Hatta 2 kez Güney Kore’ye gittim. Çünkü çok hassas bir sanat. Hata kabul etmiyor. Her şey mm ölçülerle ve tartılarla ilgili. Deneme yanılma yöntemleriyle çözdüm. Her şeyi adım adım yazıp not alırım. “ATALARIMIZ BİLİMSEL OLARAK ZİRVE YAPMIŞLAR”   Peki, buradaki amacınız sadece kültürel değerleri yaşamak ve yaşatmak mı yoksa gelecek kuşaklara bu değeri aktarmak mı?   Samimiyetle cevap vermek istiyorum sorunuza. Ben ateist geçmişe sahip biriydim. Ben Kur’an’la kendim tanıştıktan sonra Osmanlı tarihine ve özellikle Selçuklu tarihine bir ilgi oldu ben de. Oradaki tarihi gelişmeleri görünce dedelerimizin tarih kitaplarında yazılanlar gibi olmadıklarını, ilimsel ve bilimsel olarak gerçekten zirve yaptıklarını araştırmalarım neticesinde çok iyi gördüm. Fakat bunu resmi tarih üzerinden değil orijinal kaynaklardan karşılaştırılmalı olarak gördüm.   Şok oluyorsunuz. Çünkü sizden gizlenen bir miras var. Düşünün ilk medreseler o zaman ki üniversiteler Selçuklu’da kuruluyor ve Osmanlı’ya geçiyor. Dolayısıyla bu istek ve arzuya okçuluk karşıma çıkan en büyük değerden birisi oldu. Zaten o yayın kendi balistik yapısını inceleyince ecdadımızın bilimsel olarak, düşünce olarak nasıl geliştiklerini daha iyi görüyorsunuz. Sadece yayın mühendislik dehasını anlatmaya kalksam bir kitap çıkar.   Kitap demişken kaynak anlamında eksiklik var demiştiniz..   Kendi kültürümüz, mirasımız katledildi. Bizim de faydalanacağımız bir şey kalmadı. Daha sonra 2008’lerde Okçuluk Vakfı kurulduktan sonra birkaç eser az da olsa oldu. Fakat ben onlardan da yararlanamadım. O kitaplar yayımlanana kadar deneme yanılma yoluyla ben kendime özgü yayımı yaptım zaten. İlginç bir şey. Hani aklın yolu birdir derler ya, dedelerimizden kalma kısmi el notları var. Onlar Türkçe’ye çevrildi. Şimdi bakıyorum. Benim keşfettiklerimle o dönemlerdekiler hemen hemen aynı. Aklın yolu gerçekten de bir.   “OSMANLI’DA BİR YAYIN İMALATI 3 YIL SÜRÜYOR”   Okçuluk sizin için neyi ifade ediyor? Ne gibi amacınız var?   Gençlere geçmiş mirasımızı aktararak bir şuur, bir farkındalık oluşturmak. Ben bir yayı anlatırken Osmanlı’daki o yayın dış kısmına, hedefe bakan kısmına sığır tendom döşenirken balığın damağından elde edilen bir tutkal var. Yani bunu nasıl keşfedeceksiniz? Bunun gibi daha incelikler var. Osmanlı’da bir yayın imalatı 3 yıl sürüyor. Okların bile o kadar çeşidi var ki.. Yeni öğrencinin, ilerlemiş öğrencinin, usta bir atıcının yani kemankeşin..   Peki hocam. Gençlerin bakış açısı nasıl okçuluğa?   Biliyorsunuz bastırılmış bir güdü var insanımızda. Tarihi güdü açlık, birkaç dizinin ortaya çıkması, örneğin Tozkoparan dizisinin çekilmeye başlaması gençlerimiz arasında müthiş bir talep uyandırdı. Bizim de hoşumuza gidiyor. Tek yakındığımız taraf şu. Bu değerleri çocuklarımıza aktarırken doğru aktarılması gerekiyor. Yani hiçbir ideolojiye girmeden tarihi gerçekliklerimiz neyse o doğrultuda aktarılması gerektiği taraftarıyım ben. Geçmişimizin ne kadar zengin olduğunu, ona sahip olduğumuzda geleceği ne kadar şekillendireceğimizi ancak o zaman anlayabileceğiz. Bu millet geçmişinden koparıldı. Geçmişi katledildi. 3 bin yıllık tarihe sahip olan milletin tarihi yüz yıl öncesinden başlatılıyor. Bir Fatih’i, bir Alaattin Keykubat’ı, bir Mete Han’ı yazmakla bitiremezsiniz.   “DEDELERİMİZ BU ÜMMETE FAYDALI OLDU”   Hocam kaç öğrenciniz var şu an eğitim alan?   İki yerde ders veriyorum. Biri İzmit’te grubun fakat onlar artık profesyonelleşti. Arada uğruyorum onlara. Gebze’de ise 33 öğrencimiz var.   Peki bu rakam 333 olacak mı?   Gençlerde dünya şampiyonu benim öğrencim. Bu başarıyı yakaladık. Benim asıl amacım bu değil. Yani şampiyonlar yetiştirmek değil. Sonuç olarak tabi ki bu gelecek. Biraz önce söylediğim gibi bu kültürel değerleri kullanarak gençlerde şuur oluşturmak. Bakın resmi tarihe. Sanki dedelerimiz ihanet içinde olmuşlar, sanki bu üç kıtayı onlar kazanmamışlar, bu ülkeye ihanet etmişler gibi gösteriliyor. Halbuki bunun gerçekle hiçbir alakası yok. Ümmet bilinciyle ırkçılık yapmadan milletimizin ümmete ne kadar faydalı olduklarını, tarihe ne kadar büyük eserler bıraktıklarını, adaletlerini anlatmaya çalışıyoruz.  Okçuluk bunlara da vesile oluyor. Gencimizin 2 saatini sokaktan, telefondan kurtarıyorum. Buraya herkes gelebiliyor. 10 yaşından itibaren alıyoruz öğrenci.   Son olarak Davut Hocam. Size ulaşmak isteyen nasıl ulaşacak?   Facebook sayfamız Davut Şengül. İnstagram sayfamız ise Kemanger Davut Şengül. Buralardan ulaşabilirler.
Genel Yayın Yönetmenimiz Hakan Bayram, 2004 yılından bu yana Gebzeli gençlere ata yadigarı okçuluğu sevdirerek onlara aynı zamanda tarih bilinci kazandıran Eğitimci Kemanger Davut Şengül Hoca ile okçuluğun tarihimizdeki yeri ve önemini konuştu.

Okçuluk, yüzyıllar boyunca Türklerin savaş meydanlarında galip gelmesini sağlayan en önemli sebepler arasında yer alır. Aynen ata binmek nasılsa ok atmakta atalarımızın doğal bir uğraşıydı. Özellikle Selçuklu Devleti’nde okçuluk hünerleri sayesinde sınırlar genişlemiş ve Anadolu’nun Türkleşmesi de sağlanmıştı. Okçuluğa Osmanlı’da ayrı bir değer vermiştir. Günümüzde ise özellikle tarihi dizilerin popüler hale gelmesi okçuluğa olan merakı daha çok artırmaya devam ediyor.

 

Gebze’de uzun yıllardır eğitim camiasında hizmet veren Davut Şengül Hocamızın okçuluk ile alakalı çalışmalar yaptığını özellikle atölye kısmında bu işin zanaatkarlığını da yaptığını duyunca soluğu kendisinin yanında aldım. Tarihi şuur ve bilinçle atalarımızdan yadigar kalan bir mirası hem imal edip hem de gelecek kuşaklara aktarma gayretinde olmak gerçekten takdire şayan.  

 

Okçuluk deyip geçmeyin sevgili okurlar. Bir kuyumcu hassasiyetinde ince ayarları ve hesapları olan, ciddi anlamda kafa yorulması gereken çok önemli bir iş. Gebze’de 2004 yılından beri okçuluk alanında ciddi çalışmalar yapan Davut Hocamızla yaptığımız söyleşiyle sizleri baş başa bırakalım. Haa bu arada meraklılarına şu bilgiye de unutmadan verelim. Gebze Alaettin Kurt Stadyumunun Metin Oktay’a bakan tarafında tribün altında kapısında okçuluk resimleri gördüğünüz yer, aradığınız yer olacaktır.

 

Hocam bu okçuluk merakınız nereden geliyor? Nasıl başladınız? Biraz anlatır mısınız?

 

Bu merakın başlaması 2004 yılına uzuyor. Bir de çocukluğumdan beri ilgim vardı. Büyüdüğüm ortam karışık ve sert ortamdı. Dövüş sanatlarına da ondan dolayı merak saldım. İkisinin de ortak yönü var.  Odaklanma, dikkati toplama, vs.. Tarihi de çok merakım vardı. Asıl unsur o oldu. Arşivlerde kaynaklar yok edildiği için bu işe bilinçli şekilde ya da kaynağından öğrenecek şekilde öğrenme şansımız olmadı. Dolayısıyla 2004’ten beri kendi çabalarımla araştırmalarım oldu. Hatta 2 kez Güney Kore’ye gittim. Çünkü çok hassas bir sanat. Hata kabul etmiyor. Her şey mm ölçülerle ve tartılarla ilgili. Deneme yanılma yöntemleriyle çözdüm. Her şeyi adım adım yazıp not alırım.

“ATALARIMIZ BİLİMSEL OLARAK ZİRVE YAPMIŞLAR”

 

Peki, buradaki amacınız sadece kültürel değerleri yaşamak ve yaşatmak mı yoksa gelecek kuşaklara bu değeri aktarmak mı?

 

Samimiyetle cevap vermek istiyorum sorunuza. Ben ateist geçmişe sahip biriydim. Ben Kur’an’la kendim tanıştıktan sonra Osmanlı tarihine ve özellikle Selçuklu tarihine bir ilgi oldu ben de. Oradaki tarihi gelişmeleri görünce dedelerimizin tarih kitaplarında yazılanlar gibi olmadıklarını, ilimsel ve bilimsel olarak gerçekten zirve yaptıklarını araştırmalarım neticesinde çok iyi gördüm. Fakat bunu resmi tarih üzerinden değil orijinal kaynaklardan karşılaştırılmalı olarak gördüm.

 

Şok oluyorsunuz. Çünkü sizden gizlenen bir miras var. Düşünün ilk medreseler o zaman ki üniversiteler Selçuklu’da kuruluyor ve Osmanlı’ya geçiyor. Dolayısıyla bu istek ve arzuya okçuluk karşıma çıkan en büyük değerden birisi oldu. Zaten o yayın kendi balistik yapısını inceleyince ecdadımızın bilimsel olarak, düşünce olarak nasıl geliştiklerini daha iyi görüyorsunuz. Sadece yayın mühendislik dehasını anlatmaya kalksam bir kitap çıkar.

 

Kitap demişken kaynak anlamında eksiklik var demiştiniz..

 

Kendi kültürümüz, mirasımız katledildi. Bizim de faydalanacağımız bir şey kalmadı. Daha sonra 2008’lerde Okçuluk Vakfı kurulduktan sonra birkaç eser az da olsa oldu. Fakat ben onlardan da yararlanamadım. O kitaplar yayımlanana kadar deneme yanılma yoluyla ben kendime özgü yayımı yaptım zaten. İlginç bir şey. Hani aklın yolu birdir derler ya, dedelerimizden kalma kısmi el notları var. Onlar Türkçe’ye çevrildi. Şimdi bakıyorum. Benim keşfettiklerimle o dönemlerdekiler hemen hemen aynı. Aklın yolu gerçekten de bir.

 

“OSMANLI’DA BİR YAYIN İMALATI 3 YIL SÜRÜYOR”

 

Okçuluk sizin için neyi ifade ediyor? Ne gibi amacınız var?

 

Gençlere geçmiş mirasımızı aktararak bir şuur, bir farkındalık oluşturmak. Ben bir yayı anlatırken Osmanlı’daki o yayın dış kısmına, hedefe bakan kısmına sığır tendom döşenirken balığın damağından elde edilen bir tutkal var. Yani bunu nasıl keşfedeceksiniz? Bunun gibi daha incelikler var. Osmanlı’da bir yayın imalatı 3 yıl sürüyor. Okların bile o kadar çeşidi var ki.. Yeni öğrencinin, ilerlemiş öğrencinin, usta bir atıcının yani kemankeşin..

 

Peki hocam. Gençlerin bakış açısı nasıl okçuluğa?

 

Biliyorsunuz bastırılmış bir güdü var insanımızda. Tarihi güdü açlık, birkaç dizinin ortaya çıkması, örneğin Tozkoparan dizisinin çekilmeye başlaması gençlerimiz arasında müthiş bir talep uyandırdı. Bizim de hoşumuza gidiyor. Tek yakındığımız taraf şu. Bu değerleri çocuklarımıza aktarırken doğru aktarılması gerekiyor. Yani hiçbir ideolojiye girmeden tarihi gerçekliklerimiz neyse o doğrultuda aktarılması gerektiği taraftarıyım ben. Geçmişimizin ne kadar zengin olduğunu, ona sahip olduğumuzda geleceği ne kadar şekillendireceğimizi ancak o zaman anlayabileceğiz. Bu millet geçmişinden koparıldı. Geçmişi katledildi. 3 bin yıllık tarihe sahip olan milletin tarihi yüz yıl öncesinden başlatılıyor. Bir Fatih’i, bir Alaattin Keykubat’ı, bir Mete Han’ı yazmakla bitiremezsiniz.

 

“DEDELERİMİZ BU ÜMMETE FAYDALI OLDU”

 

Hocam kaç öğrenciniz var şu an eğitim alan?

 

İki yerde ders veriyorum. Biri İzmit’te grubun fakat onlar artık profesyonelleşti. Arada uğruyorum onlara. Gebze’de ise 33 öğrencimiz var.

 

Peki bu rakam 333 olacak mı?

 

Gençlerde dünya şampiyonu benim öğrencim. Bu başarıyı yakaladık. Benim asıl amacım bu değil. Yani şampiyonlar yetiştirmek değil. Sonuç olarak tabi ki bu gelecek. Biraz önce söylediğim gibi bu kültürel değerleri kullanarak gençlerde şuur oluşturmak. Bakın resmi tarihe. Sanki dedelerimiz ihanet içinde olmuşlar, sanki bu üç kıtayı onlar kazanmamışlar, bu ülkeye ihanet etmişler gibi gösteriliyor. Halbuki bunun gerçekle hiçbir alakası yok. Ümmet bilinciyle ırkçılık yapmadan milletimizin ümmete ne kadar faydalı olduklarını, tarihe ne kadar büyük eserler bıraktıklarını, adaletlerini anlatmaya çalışıyoruz.  Okçuluk bunlara da vesile oluyor. Gencimizin 2 saatini sokaktan, telefondan kurtarıyorum. Buraya herkes gelebiliyor. 10 yaşından itibaren alıyoruz öğrenci.

 

Son olarak Davut Hocam. Size ulaşmak isteyen nasıl ulaşacak?

 

Facebook sayfamız Davut Şengül. İnstagram sayfamız ise Kemanger Davut Şengül. Buralardan ulaşabilirler.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gebzeninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.