Birçok Projeye İmza Attı / Özel Röportaj

Özel Haber 18.02.2020 - 23:37, Güncelleme: 01.12.2021 - 19:23 2390+ kez okundu.
 

Birçok Projeye İmza Attı / Özel Röportaj

Mahmut Aşıkoğlu Hoca yaklaşık 6 yıldır Gebze Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak görev yapıyor. Kendisi uzun yıllardır Anadolu’nun değişik vilayetlerinde köy öğretmenliği, idarecilik ve şube müdürlüğü yapmış tecrübeli bir isim.
Eğitime olan sevdası ve kültürümüze olan katkısı hocamızı iyi şeyler yapmaya sevk etmiş ve bu bağlamda hocamız özümüze sahip çıkma bilincini belleklerimize nakşetmiştir. Şunu söylemeden de geçmeyeyim: Hocamız gayet güler yüzlü ve hoş sohbet meşreplidir. Dolu dolu bir hizmet geçmişinden olsa gerek kendisiyle konuştuğunuzda vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile.   Özel bir işim için Gebze Milli Eğitim Müdürlüğüne uğramış ve Şube Müdürü Mahmut Aşıkoğlu Hocamın çayını yudumlarken masanın üzerinde bulunan bir kitap dikkatimi çekmişti. Kitabın adı, “Çorum’da Oynanan Çocuk Oyunları.” Kitabı incelemeye başladım. Yayına hazırlayanların başında Mahmut Aşıkoğlu ismi vardı. Müdür Bey’in böyle bir çalışma içinde olmak gayet mutlu etmişti beni.   Mahmut Müdürümden kitabın hikayesini dinlemek istedim. Sağ olsun kendisi bizi kırmadı ve hem kitabın hikayesini hem de Mahmut Hocamızın Gebze ve Gebze’den evvel görev yaptığı yerlerdeki çalışmalarını öğrenmiş olduk. Teknolojinin çocuklarımızı ve gençlerimizi esir aldığı, onları sokaktaki oyunlardan evdeki telefon ve bilgisayarlara hapsettiği ve giderek yalnızlaştırdığı ve dahası dünyadan ve çevresinden soyutlaştırdığı bir çağda çocukların oyun oynayabilmeleri ne kadar önemli bir konu  haline geldi. Oyun oynamadan yetişen çocuk nasıl bilebilir, arkadaşlığı, dostluğu, sevgiyi ve vefayı değil mi?   Kıymetli Müdürüm. Kitabın hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?   Bu kitaptan önce size Çorum’u anlatayım.   Tabi hocam. Memnuniyetle..    Anadolu’nun insanı sıcaklığını halen üzerinde koruyan güzel bir şehri Çorum. 12 yıla yakın zamanım Çorum’da geçti. Çok güzel dostluklar kurduk. Çok dostumuz oldu. Unutamadığımız anılar biriktirdim. Çorum’daki birçok eğitim yapısında da emeğim oldu. Gazi caddesini ve saat kulesini, bu cadde üzerinde çift taraflı bulunan at kestanelerini, Çorum leblebisini, İskilip Dolmasını, Osmancık Koyunbaba Köprüsünü, Hattuşa’yı anmadan da geçemeyeceğim.   Çorum’da görev yaparken önemli projeler de gerçekleştirdik. Bu projelerden birinin sonucu da “Çorum’da Oynanan Çocuk Oyunları” adlı kitap idi. Proje, bir probleme çözüm ararken ortaya çıkar. Öncelikle problemleri iyi tahlil etmek gerekiyordu. İki binli yıllardan sonra televizyon bile etkisini yitirmiş, bilgisayar, internet hızlıca insanların hayatına girmişti. Bilgisayar oyunlarındaki ve bilinçsiz internet kullanımındaki tehlikeler gün geçtikçe artıyordu. Bugün geldiğimiz noktaya baktığımız zaman keşke o günlerden bizim gördüğümüz tehlikeyi daha iyi görebilenler olsaydı diyoruz.   Neden hocam?   Bugün çocukların oynayacağı yeşil alan yoksa, çocuk parkları denilen iki plastik oyun grupları ile doldurulmuş basit yerler varsa, tırmanacak ağaç, koşacak yol, topa vuracak alan yoksa sorumlusu hepimizdir. Neyse biz kitabın hikayesine devam edelim. Çorum Milli Eğitim Müdürlüğünde yapım işlerinden de sorumlu olduğum için dağ taş dolanıyordum. Kendim de bir köy öğretmeni olduğum için köy okullarına gidiyor, o çocuklarla bir araya geliyor, bazen oyunlarına ortak oluyordum. 2008 yılı gibiydi “Bu oyunları kitaplaştıralım” dedim. İl Milli Eğitim Müdürümüz Aytekin Girgin her konuda olduğu gibi bu konuda da tam destek verdi.   Çocukları bilgisayarın başından kaldıracak, ayakları yaralanacak, düşecek kalkacak, ip atlayıp top oynayacak, pahalı oyuncak gerektirmeyecek oyunları öğretmek ve kitaplaştırmak için kolları sıvadık.   Benim başkanlığımda ekip ile iyi çalıştık. Biz, çocukların da bu işin içinde olmasını istedik. Her okulda, her öğrenci istediği oyunu yazarak bize mail olarak gönderdi. Biz bu oyunlardan seçimler yaptık. Bu oyunları gönderen öğrencinin ismiyle yayına hazırladık. Oyunları görseller ile de destekledik. Ortaya 90 adet kolayca oynanabilecek oyun çıktı. Ayrıca kitabın sonuna yüzlerce bilmece de koyduk. Böylece kitap çok eğlenceli oldu. Bu kitabımız Millî Eğitim Bakanlığının iyi örnekler sergisinde de çok beğeni almıştı. İkinci baskısını yaparak yurdun her tarafına ulaştırmıştık. 2014 yılında Gebze’ye gelince sizin gibi masamda bu kitabı gören müdür ve öğretmen arkadaşlar benden istediler ancak elimde çok olmadığından çok dağıtamadım.   Peki, hocam. Hemen sormak istiyorum. Ne tür oyunlar var kitapta?   Kitapta, “Aç Kapıyı Bezirgan Başı, Beştaş, El El Üstünde Kimin Eli Var, İp Atlama, İstop, Körebe, Kutu Kutu Pense, Mendil Kapmaca, Saklambaç, Topaç, Yakar Top ve Yüzük” oyunu gibi aslında hepimizin çok iyi bildiği oyunlar var. Gördüğümüz zaman “Aa! Bunu biz de oynardık.” Diyebileceğiniz oyunlar. Ama bugün bu oyunların ismini bile çocuklarımız bilmiyor.   Son yıllarda okullarımızda “Geleneksel çocuk oyunları” diye, hatırlanmaya, yaşatılmaya ve öğretilmeye başlandı. Bu da çok güzel bir çalışma. Ama öncelikle güvenli sokaklar, parklar ve toplum yapmalıyız. Çocuklar güven içinde sokağa çıkmalı. Sokaklarda yer olması lazım. Maalesef sokaklarımız arabalarla dolu. Oyun parkları birer köşelere sıkıştırılmış ve plastik yığınlarla dolu. Çocuklar pahalı oyuncak ve oyun istemiyor aslında, biz öyle alıştırıyoruz. Doğal kaynaklara yönelmeliyiz. Arkadaşları ile oynamayı öğretmeliyiz. Bazen bir ağaç dalı, bir çakıl taşı en iyi oyuncak oluyor.   Tebrik ediyorum hocam. Gebze’ye değinecek olursak, bu bağlamda Gebze’deki durum nedir?   Gebze’de Türkiye’nin nüfus yoğunluğu en fazla olan yerlerinden biri. Maalesef bulduğumuz her yere bina yapmışız. Son yıllarda artık toplumda çevre bilinci daha da arttı. Buna bağlı olarak çevre duyarlılığı arttı. İnsanlar parklar, bahçeler, oyun alanları talep ediyor. Bu taleplere kimse duyarsız kalamıyor. Millî Eğitim Bakanlığı 2011 yılında bir proje başlattı, “Okullar Hayat Olsun!” diye. Bu projede okullar çevresine tüm tesisi ve varlıkları ile hizmet etmesi isteniyordu. Bu proje halen de devam ediyor.   “Okullar Hayat Olsun!” projesi kapsamında okullar çevreye açıldı. Okul bahçelerine belediyelerin iş birliğinde oyun grupları kuruldu. Geleneksel oyunların, akıl oyunlarının çizgileri sabit olacak şekilde okul bahçelerine çizildi. Öğrencilerimiz bunları çokça kullanıyor. Ama okul saatinin dışında okul bahçelerinin dinlenme alanı olarak kullanılması maalesef gerçekleşmedi. Güvenlik sorunları, temizlik sorunları ve koruma gibi sorunlar oluştu.   Gebze’de birçok mahallede okullarımızın bahçeleri dışında güvenli ve çocukların kullanabileceği alanlar çok az. Okullar kimin malı? Elbette hepimizin. Ama korumaya ve temiz kullanmaya gelince çok hoyratça davranıyoruz. Böyle olunca da okullar okul saatlerinin dışında kullanıma kapanıyor. Çevresi yüksek duvarlarla çevreleniyor.   Valimiz sayın Hüseyin Aksoy’un okullarımızda uygulanmasını istediği Türkiye’ye örnek, gelecek için önemli bir proje var. Bu projede her öğrencinin akademik başarının yanında her öğrencinin en az bir sportif ve sanatsal alanda da faaliyet göstermesi amaçlanmaktadır. Gebze’de de geçen sene 3 okulda uygulanmaya başlandı ve yaygınlaştırarak bütün öğrencilerin derslerin dışında bir spor alanında, bir müzik alanında, bir resim alanında kendi bireysel özelliklerine uygun etkinliklere katılmaları sağlanıyor.   Gebze’de her ne kadar oyun alanları az ise de spor ve sanatsal alanlar da oldukça fazla. Belediyelerimizin olsun, milli eğitimin olsun, gençlik sporun olsun çok çeşitli mekanlar çocuklarımızı ve gençlerimizi bekliyor. Yüzme havuzu, gençlik merkezleri, spor salonları, spor sahaları, buz pisti, kültür merkezleri, kütüphaneler gençleri bekliyor. Veliler ve büyükler olarak da bize de biraz iş düşüyor. Biz de çocuklarımızı buralara yönlendirmeliyiz.   Hocam gerçekten bilgilerinizden ve tecrübelerinizden istifade ettik. Peki, son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?   Son söz olarak eğitim derdimizi ve eğitim sevdamızı görüp sesimizi duyurma imkânı verdiğiniz için, size ve gazetenize de teşekkür ederim.   Mahmut Aşıkoğlu Kimdir?   1968 yılında Trabzon´un Arsin ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğretimini Trabzon´da yaptı. Giresun Eğitim Yüksek Okulu’ndan 1988 yılında sınıf öğretmeni olarak mezun oldu. Karadeniz Teknik Üniversitesi Giresun Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümünde lisansını tamamladı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi alanında yüksek lisans programını tamamlayarak Bilim Uzmanlığı unvanını aldı.  1989 yılında Amasya ili Gümüşhacıköy ilçesinde sınıf öğretmeni olarak göreve başladı. 1995 yılında Trabzon iline tayin oldu. 2001 yılında görevde yükselme imtihanında başarılı olarak, Kars ili Akyaka ilçesi Milli Eğitim Müdürlüğüne Şube Müdürü olarak göreve başladı. Ekim 2003, Temmuz 2014 yılları arasında Çorum İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü, Ağustos 2014 tarihinden itibaren Kocaeli Gebze İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü olarak görevine devam etmektedir. Evli ve 3 çocuk babasıdır.
Mahmut Aşıkoğlu Hoca yaklaşık 6 yıldır Gebze Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak görev yapıyor. Kendisi uzun yıllardır Anadolu’nun değişik vilayetlerinde köy öğretmenliği, idarecilik ve şube müdürlüğü yapmış tecrübeli bir isim.

Eğitime olan sevdası ve kültürümüze olan katkısı hocamızı iyi şeyler yapmaya sevk etmiş ve bu bağlamda hocamız özümüze sahip çıkma bilincini belleklerimize nakşetmiştir. Şunu söylemeden de geçmeyeyim: Hocamız gayet güler yüzlü ve hoş sohbet meşreplidir. Dolu dolu bir hizmet geçmişinden olsa gerek kendisiyle konuştuğunuzda vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile.

 

Özel bir işim için Gebze Milli Eğitim Müdürlüğüne uğramış ve Şube Müdürü Mahmut Aşıkoğlu Hocamın çayını yudumlarken masanın üzerinde bulunan bir kitap dikkatimi çekmişti. Kitabın adı, “Çorum’da Oynanan Çocuk Oyunları.” Kitabı incelemeye başladım. Yayına hazırlayanların başında Mahmut Aşıkoğlu ismi vardı. Müdür Bey’in böyle bir çalışma içinde olmak gayet mutlu etmişti beni.

 

Mahmut Müdürümden kitabın hikayesini dinlemek istedim. Sağ olsun kendisi bizi kırmadı ve hem kitabın hikayesini hem de Mahmut Hocamızın Gebze ve Gebze’den evvel görev yaptığı yerlerdeki çalışmalarını öğrenmiş olduk. Teknolojinin çocuklarımızı ve gençlerimizi esir aldığı, onları sokaktaki oyunlardan evdeki telefon ve bilgisayarlara hapsettiği ve giderek yalnızlaştırdığı ve dahası dünyadan ve çevresinden soyutlaştırdığı bir çağda çocukların oyun oynayabilmeleri ne kadar önemli bir konu  haline geldi. Oyun oynamadan yetişen çocuk nasıl bilebilir, arkadaşlığı, dostluğu, sevgiyi ve vefayı değil mi?

 

Kıymetli Müdürüm. Kitabın hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?

 

Bu kitaptan önce size Çorum’u anlatayım.

 

Tabi hocam. Memnuniyetle..

 

 Anadolu’nun insanı sıcaklığını halen üzerinde koruyan güzel bir şehri Çorum. 12 yıla yakın zamanım Çorum’da geçti. Çok güzel dostluklar kurduk. Çok dostumuz oldu. Unutamadığımız anılar biriktirdim. Çorum’daki birçok eğitim yapısında da emeğim oldu. Gazi caddesini ve saat kulesini, bu cadde üzerinde çift taraflı bulunan at kestanelerini, Çorum leblebisini, İskilip Dolmasını, Osmancık Koyunbaba Köprüsünü, Hattuşa’yı anmadan da geçemeyeceğim.

 

Çorum’da görev yaparken önemli projeler de gerçekleştirdik. Bu projelerden birinin sonucu da “Çorum’da Oynanan Çocuk Oyunları” adlı kitap idi. Proje, bir probleme çözüm ararken ortaya çıkar. Öncelikle problemleri iyi tahlil etmek gerekiyordu. İki binli yıllardan sonra televizyon bile etkisini yitirmiş, bilgisayar, internet hızlıca insanların hayatına girmişti. Bilgisayar oyunlarındaki ve bilinçsiz internet kullanımındaki tehlikeler gün geçtikçe artıyordu. Bugün geldiğimiz noktaya baktığımız zaman keşke o günlerden bizim gördüğümüz tehlikeyi daha iyi görebilenler olsaydı diyoruz.

 

Neden hocam?

 

Bugün çocukların oynayacağı yeşil alan yoksa, çocuk parkları denilen iki plastik oyun grupları ile doldurulmuş basit yerler varsa, tırmanacak ağaç, koşacak yol, topa vuracak alan yoksa sorumlusu hepimizdir. Neyse biz kitabın hikayesine devam edelim.

Çorum Milli Eğitim Müdürlüğünde yapım işlerinden de sorumlu olduğum için dağ taş dolanıyordum. Kendim de bir köy öğretmeni olduğum için köy okullarına gidiyor, o çocuklarla bir araya geliyor, bazen oyunlarına ortak oluyordum. 2008 yılı gibiydi “Bu oyunları kitaplaştıralım” dedim. İl Milli Eğitim Müdürümüz Aytekin Girgin her konuda olduğu gibi bu konuda da tam destek verdi.

 

Çocukları bilgisayarın başından kaldıracak, ayakları yaralanacak, düşecek kalkacak, ip atlayıp top oynayacak, pahalı oyuncak gerektirmeyecek oyunları öğretmek ve kitaplaştırmak için kolları sıvadık.

 

Benim başkanlığımda ekip ile iyi çalıştık. Biz, çocukların da bu işin içinde olmasını istedik. Her okulda, her öğrenci istediği oyunu yazarak bize mail olarak gönderdi. Biz bu oyunlardan seçimler yaptık. Bu oyunları gönderen öğrencinin ismiyle yayına hazırladık. Oyunları görseller ile de destekledik. Ortaya 90 adet kolayca oynanabilecek oyun çıktı. Ayrıca kitabın sonuna yüzlerce bilmece de koyduk. Böylece kitap çok eğlenceli oldu. Bu kitabımız Millî Eğitim Bakanlığının iyi örnekler sergisinde de çok beğeni almıştı. İkinci baskısını yaparak yurdun her tarafına ulaştırmıştık. 2014 yılında Gebze’ye gelince sizin gibi masamda bu kitabı gören müdür ve öğretmen arkadaşlar benden istediler ancak elimde çok olmadığından çok dağıtamadım.

 

Peki, hocam. Hemen sormak istiyorum. Ne tür oyunlar var kitapta?

 

Kitapta, “Aç Kapıyı Bezirgan Başı, Beştaş, El El Üstünde Kimin Eli Var, İp Atlama, İstop, Körebe, Kutu Kutu Pense, Mendil Kapmaca, Saklambaç, Topaç, Yakar Top ve Yüzük” oyunu gibi aslında hepimizin çok iyi bildiği oyunlar var. Gördüğümüz zaman “Aa! Bunu biz de oynardık.” Diyebileceğiniz oyunlar. Ama bugün bu oyunların ismini bile çocuklarımız bilmiyor.

 

Son yıllarda okullarımızda “Geleneksel çocuk oyunları” diye, hatırlanmaya, yaşatılmaya ve öğretilmeye başlandı. Bu da çok güzel bir çalışma. Ama öncelikle güvenli sokaklar, parklar ve toplum yapmalıyız. Çocuklar güven içinde sokağa çıkmalı. Sokaklarda yer olması lazım. Maalesef sokaklarımız arabalarla dolu. Oyun parkları birer köşelere sıkıştırılmış ve plastik yığınlarla dolu. Çocuklar pahalı oyuncak ve oyun istemiyor aslında, biz öyle alıştırıyoruz. Doğal kaynaklara yönelmeliyiz. Arkadaşları ile oynamayı öğretmeliyiz. Bazen bir ağaç dalı, bir çakıl taşı en iyi oyuncak oluyor.

 

Tebrik ediyorum hocam. Gebze’ye değinecek olursak, bu bağlamda Gebze’deki durum nedir?

 

Gebze’de Türkiye’nin nüfus yoğunluğu en fazla olan yerlerinden biri. Maalesef bulduğumuz her yere bina yapmışız. Son yıllarda artık toplumda çevre bilinci daha da arttı. Buna bağlı olarak çevre duyarlılığı arttı. İnsanlar parklar, bahçeler, oyun alanları talep ediyor. Bu taleplere kimse duyarsız kalamıyor. Millî Eğitim Bakanlığı 2011 yılında bir proje başlattı, “Okullar Hayat Olsun!” diye. Bu projede okullar çevresine tüm tesisi ve varlıkları ile hizmet etmesi isteniyordu. Bu proje halen de devam ediyor.

 

“Okullar Hayat Olsun!” projesi kapsamında okullar çevreye açıldı. Okul bahçelerine belediyelerin iş birliğinde oyun grupları kuruldu. Geleneksel oyunların, akıl oyunlarının çizgileri sabit olacak şekilde okul bahçelerine çizildi. Öğrencilerimiz bunları çokça kullanıyor. Ama okul saatinin dışında okul bahçelerinin dinlenme alanı olarak kullanılması maalesef gerçekleşmedi. Güvenlik sorunları, temizlik sorunları ve koruma gibi sorunlar oluştu.

 

Gebze’de birçok mahallede okullarımızın bahçeleri dışında güvenli ve çocukların kullanabileceği alanlar çok az. Okullar kimin malı? Elbette hepimizin. Ama korumaya ve temiz kullanmaya gelince çok hoyratça davranıyoruz. Böyle olunca da okullar okul saatlerinin dışında kullanıma kapanıyor. Çevresi yüksek duvarlarla çevreleniyor.

 

Valimiz sayın Hüseyin Aksoy’un okullarımızda uygulanmasını istediği Türkiye’ye örnek, gelecek için önemli bir proje var. Bu projede her öğrencinin akademik başarının yanında her öğrencinin en az bir sportif ve sanatsal alanda da faaliyet göstermesi amaçlanmaktadır. Gebze’de de geçen sene 3 okulda uygulanmaya başlandı ve yaygınlaştırarak bütün öğrencilerin derslerin dışında bir spor alanında, bir müzik alanında, bir resim alanında kendi bireysel özelliklerine uygun etkinliklere katılmaları sağlanıyor.

 

Gebze’de her ne kadar oyun alanları az ise de spor ve sanatsal alanlar da oldukça fazla. Belediyelerimizin olsun, milli eğitimin olsun, gençlik sporun olsun çok çeşitli mekanlar çocuklarımızı ve gençlerimizi bekliyor. Yüzme havuzu, gençlik merkezleri, spor salonları, spor sahaları, buz pisti, kültür merkezleri, kütüphaneler gençleri bekliyor. Veliler ve büyükler olarak da bize de biraz iş düşüyor. Biz de çocuklarımızı buralara yönlendirmeliyiz.

 

Hocam gerçekten bilgilerinizden ve tecrübelerinizden istifade ettik. Peki, son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

 

Son söz olarak eğitim derdimizi ve eğitim sevdamızı görüp sesimizi duyurma imkânı verdiğiniz için, size ve gazetenize de teşekkür ederim.

 

Mahmut Aşıkoğlu Kimdir?

 

1968 yılında Trabzon´un Arsin ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğretimini Trabzon´da yaptı. Giresun Eğitim Yüksek Okulu’ndan 1988 yılında sınıf öğretmeni olarak mezun oldu. Karadeniz Teknik Üniversitesi Giresun Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümünde lisansını tamamladı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi alanında yüksek lisans programını tamamlayarak Bilim Uzmanlığı unvanını aldı.  1989 yılında Amasya ili Gümüşhacıköy ilçesinde sınıf öğretmeni olarak göreve başladı. 1995 yılında Trabzon iline tayin oldu. 2001 yılında görevde yükselme imtihanında başarılı olarak, Kars ili Akyaka ilçesi Milli Eğitim Müdürlüğüne Şube Müdürü olarak göreve başladı. Ekim 2003, Temmuz 2014 yılları arasında Çorum İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü, Ağustos 2014 tarihinden itibaren Kocaeli Gebze İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü olarak görevine devam etmektedir. Evli ve 3 çocuk babasıdır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gebzeninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.